Kategori : Ekonomi - Etiketler :kırsal kesim yoksulluk, türkiye tarımında sorunlar - Tarih : 16 Eylül 2012
Tarımda girdi fiyatlarının her geçen gün ciddi artışlar göstermesine rağmen üreticinin ürününün para etmediğini, ürünlerin tarlada kaldığını belirten CHP’li Türeli, dünyanın her yanında devletin üreticisine sahip çıkmasına rağmen ülkemizde üreticinin yüz üstü bırakıldığına dikkat çekti ve “Artık hükümet çiftçiyi hatırlamalı. Tarımda yoksullaşma artıyor” dedi.
İzmir Ziraat Mühendisleri Odası’nı ziyaret eden CHP İzmir Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın Türeli, tarım sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Uygulanan yanlış politikalar sonucu Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıktığını, Türkiye’nin daha önce ihraç ettiği ürünleri şimdi ithal eder duruma geldiğini belirten CHP’li Vekil, buna karşılık CHP’nin bir taraftan üretimi ve geliri artırmaya, diğer taraftan da geliri daha adaletli paylaştırmaya yönelik politikalarının olduğunu ifade etti.
Türeli, “Hükümetin tarımda da doğru bir politikası yok. Girdi fiyatları almış başını gidiyor. Geldiklerinde mazotun fiyatı 1 lira 20 kuruşken şimdi 4 liraya dayandı. Gübrede, zirai ilaçlarda maliyet 3-4 katına çıktı. Yem fiyatlarındaki artış oranları çok yüksek. Buna rağmen birçok üründe fiyat hala on yıl önceki seviyesinde. Başka bir deyişle, ürün para etmiyor. Tarlada çürüyor. Bu yanlış ve yetersiz politikalarla bir yere gitmek mümkün değil. AKP 2006 yılında Tarım Kanunu’nu çıkardı. Bu kanunun 21. maddesinde tarımsal desteklemeye ayrılan paranın, milli gelirin yüzde 1’inden az olamayacağı ifade edildi. Buna rağmen, devletin resmi rakamlarına bakıldığında bu rakam yüzde yarımlar seviyesinde. Yani kendi çıkardıkları kanuna bile uymuyorlar. Biz CHP olarak TBMM’de 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesine Karşı Oy Yazısını yazarken bu konuya dikkat çektik. Eğer hükümet 2007-2011 döneminde tarımsal desteklemeye yüzde 0,5 yerine Tarım Kanunundaki hükümler uyarınca yüzde 1 verseydi durum ne olurdu, onu hesapladık. Buna göre çiftçinin devletten 22 milyar lira alacağı çıktı. Bu tutarı yıllık enflasyon rakamlarıyla güncelleştirdiğimizde ise tutar 26 milyar liraya çıkıyor.
Dünyanın hemen bütün ülkelerinde tarıma ve hayvancılığa büyük destekler veriliyor. Fransa, Hollanda, Danimarka gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde bile tarıma verilen destekler çok yüksek. AB ortak bütçesinin neredeyse yarısı tarıma desteğe ayrılıyor. Bütün ülkeler çiftçilerini koruyor. Ancak bizde sorun var. Üretici hak ettiği parayı almalı, tüketici de korunmalı. Üretimden tüketime kadar giden bir kooperatifleşme zinciriyle üretici ve tüketici örgütlenmelerinin artırılmasına ihtiyaç var. Devletin her türlü desteği vermesi gerekiyor. Ne yazık ki tam tersine Tarım Kredi Kooperatiflerinin kaynakları, bütçeleri azaltılıyor.” diye konuştu.
Hemen her üründe ithalatçı olduk
Tarım ürünlerinde Türkiye’nin dışa bağımlı bir ülke haline geldiğini, neredeyse tüm tarım ürünlerinde ithalatçı konumuna geldiğini vurgulayan Rahmi Aşkın Türeli hayvancılık sektöründe de durumun farksız olduğunu söyledi.
Türeli, “Her ülke kendi stratejisini kendi çizmeli, kendi çıkarları doğrultusunda plan ve programlarını oluşturmalı. Bu çok önemli. Başka ülkelerin telkinleriyle, uluslararası kuruluşların önerdiği politikalarla gelişmek mümkün değil.
Nitekim AKP döneminde uygulanan yanlış politikalar sonucunda, hububattan bakliyata, yağlı tohumlardan kırmızı ete Türkiye ithalatçı konumuna düştü. Tarım sektörü stratejik bir sektör. Bütün ülkenin gıda ihtiyacını karşılıyor. Sadece 75 milyon insan değil, turizmle gelen turistleri de düşündüğünüzde 90-95 milyon insanı doyuruyor. Toplam istihdamın yüzde 25’i hala tarım sektöründe bulunuyor. Sanayi sektörlerine hammadde ve temel girdileri sağlıyor. Bu açılardan da ciddi biçimde desteklenmesine ihtiyaç var” dedi.
Üretim planlaması şart
Milletvekili Türeli, tarıma yönelik hükümetin politikalarını eleştirmeyi sürdürerek çiftçinin sağlıklı ekip biçmesi, ektiği üründe zarar etmemesi için üretim planlamasına ihtiyaç olduğunu belirterek bu konuda da devlet desteğinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Türeli, “Yapılması gereken tarımdaki nüfusun belli bir alım gücüne, gelir seviyesine kavuşturulmasıdır. Bunun için de birçok temel üründe çiftçinin ektiği ürünlere göre maliyetlerinin hesaplanması, üstüne çiftçinin karının konulması ve o şekilde fiyat verilmesidir. Ya da fiyat oluşumunu bizzat devletin oluşturmasına ihtiyaç var. Buna karşılık CHP’nin tarımda hakça üretim ve paylaşımdan yana politikaları var. İzlenen bu doğru politikaları üreticiler de beğeniyor ve sahip çıkıyor. CHP olarak Ziraat Mühendisleri Odası gibi meslek odalarıyla yakın işbirliği içinde olmayı, birlikte çalışmayı ve doğru politikaları birlikte üretmeyi önemsiyoruz. Hepimiz daha iyi bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz. Türkiye’de üretim ve gelir artsın, daha adil bir paylaşım olsun, yoksulluk ortadan kalksın istiyoruz” diye konuştu.
Üretici yalnız bırakılmamalı
İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi de Milletvekili Türeli’ye bu ziyaretinden dolayı duyduğu memnuniyeti belirtti ve oda yönetim kurulu üyeleri ve üyeleri adına teşekkür etti. Konuşmasında tarımda yaşanan sorunlara değinen Çiftçi, hükümetin üreticinin yararına değil, sermayenin yararına politikaları hayata geçirdiğine dikkat çekerek tarımın ve üreticinin yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledi. Çiftçi, “Çiftçinin, üreticinin hali perişan. Patateste, domateste, pamukta tüm tarım ürünlerinde sorun var. Maliyetler yüksek, verim düşük. Kurutmalık domates geçen yıl 32 kuruş iken bu yıl 24 kuruşa düştü. Salçalık domates geçen yıl 120-130 kuruş civarındayken bu yıl 90 kuruşa düştü. Pamuk olgunlaşma dönemini tamamlıyor olması lazım, hala çiçekte. Dolu ve yağmur olumsuz sonuçlar doğurdu. Patatesi anlatmaya gerek yok, tarlada kaldı. Kiraz da dolu ve yağmurdan nasibini aldı. Özellikle ihraç edilenlerde ciddi fiyat düşüşleri görüldü. Elbette bunlar yaşanır, bunlar kaçınılmaz gerçeklerdir. Ancak burada önemli olan üreticinin yalnız bırakılmamasıdır. Sadece TARSİM’le, sigorta ile ilişkilendirmek doğru değildir. Zararın büyük bir bölümü hala karşılanamıyor” dedi.
Ferdan Çiftçi hayvancılıkta da ciddi sıkıntılar yaşandığını belirterek şunları söyledi: “Ne yazık ki hayvancılıkta da sıkıntılı günler geçiriyoruz. Sorunlar günden güne artıyor. Süt sığırcılığında sorun var, şap hastalığı gündeme geldi. Şimdi de saman ithalatı konuşuluyor. Bunların hepsi tarımda ve hayvancılıkta uygulanan yanlış politikaların sonucu. Çiftçinin yararına değil de sermayenin yararına olan şeyler. Büyük şirketler tarımın gün geçtikçe önemini fark etti. Tarıma para olarak bakmaya başladılar. Yıllardır stratejik sektör dediğimiz tarımla ilgilenmeye başladılar. Kuracakları hegemonyanın kendileri açısından ne kadar yararlı ve karlı pasta haline gelebileceğini fark ettiler.”
Kaynak: http://www.gercekgundem.com/?p=489367