Kategori : Ekonomi - Etiketler :tarımsal eğitim, tarımsal kalkınma 2012, tarımsal kalkınma nedir - Tarih : 19 Mart 2012
Son yıllarda tarımsal kalkınma alanındaki atılımları ile öne çıkan Ülkemizde bu alanda bilimsel faaliyetlerin ortaya koyulduğu ve uygulandığı Ziraat Fakülteleri’nin durumu, çalışmaları ve tarım politikalarındaki rolü ile ilgili olarak Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ahmet Çolak’tan çarpıcı açıklamalar:
Ziraat Fakülteleri’nin bilinçli çiftçinin oluşmasında kaynak nokta olması gerektiğini vurgulayan Çolak, Türk çiftçisinin Ziraat Fakülteleri ile işbirliği yaparak, tarlasından bahçesine kadar yaptığı bütün yatırımlarından en üst düzeyde verim almasının gerektiğini açıkladı. Bu konuda hem çiftçimize hem de Ziraat Fakültelerine büyük görev ve sorumlulukların düştüğünü de söyledi.
Kırsal kalkınma nedir? Neden gereklidir?
Türkiye’de kırsal kalkınma çalışmalarının ve politikalarının neden önemli olduğuna bakıldığında bunun temel nedeninin resmi istatistiklerde Türkiye’de nüfusun yaklaşık %35’nin halen kırsal alan olarak tarif edilen il ve ilçeler dışındaki alanda yaşamasından; istihdamın ise %42’sinin tarımda çalışanlar olarak gösterilmesinden kaynaklandığı görülmektedir. Ayrıca, kırsal alanda altyapı, tarımsal işletmelerin küçüklüğü ve dağınıklığı, eğitim-sağlık, örgütlenme, kadın-çocuk, genç nüfusa yeni iş alanlarının açılamaması, sosyal olanakların yetersizliği vb. sorunlar çözüm beklediği için kırsal alanda kalkınma önemlidir. Tarımsal üretimin ülke ekonomilerindeki önemi genel olarak kabul edilmektedir. Fakat üzerinde anlaşılamayan konu, tarımın azgelişmiş ülkelerde kırsal yoksulluğu azaltmada en iyi yollardan biri olup olmadığı üzerinedir.
Bir görüşe göre, azgelişmiş ülkelerde nüfusun önemli bir bölümünün kırsal alanda yaşaması ve tarım ve tarımla ilgili faaliyetlerde bulunması nedeni ile tarımın yoksulluluğu gidermekte en önemli yollardan biri olduğudur. İkinci grup görüş ise tarımın önemini kabul etmekle beraber kırsal alanda yoksulluğu gidermek için tarım dışı faaliyetlere daha çok önem verilmesi gerektiği düşüncesidir. Her ne olursa olsun, tarımsal kalkınma ve kırsal kalkınma kavramları birbiri ile çok yakından ilişkilidir. Kırsal kalkınma, yalnızca tarımsal kalkınmayı değil aynı zamanda sanayileşme, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, barınma, ulaşım ve nihayetinde istihdam alanlarında gelişmeyi kapsamaktadır. Kırsal kalkınmanın, taşıdığı ekonomik ve toplumsal rol ve gelişme potansiyeli bakımından başlangıç noktası da tarım olmalıdır. Kalkınma için ikincil doğrultuyu, kırsalda konumlandırılmış tarıma dayalı sanayi ile tarıma girdi üreten sanayi oluşturmalıdır.
Kırsal kalkınma, temelinde, kent-kır arasındaki sosyo-kültürel ve ekonomik farklılıkların optimum bir dengeye kavuşturulmasını, kırsal nüfusu yerinde kalkındırmayı, bir başka deyişle, göç ve istihdam sorunlarını yerinde çözmeyi amaçlayan politik bir tercihtir. Kırsal kalkınma politikalarının genel amacına bakıldığında kırsal toplulukların ekonomik, toplumsal ve kültürel olanaklarını geliştirmeyi amaçlayan politikalar olduğu görülecektir. Kırsal halkın, ülke gelişmişliğinden ve refahından yerinde kalarak pay almasıdır. Kırsal alanda yoksulluğun ve kötü beslenmenin yok edilmesidir
Fakülte olarak Türkiye’nin her köşesindeki çiftçiye ve çiftçilik yapmak isteyen her insanımıza destek olmak istediklerini söyleyen Profesör Çolak, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak tarım alanında eğitim ve araştırma çalışmalarını yürüten 170 bilim adamı ve 2500 civarında öğrencileri ile Türk çiftçisinin eğitim faaliyetlerine talibiz dedi. Yılın belli zamanlarında çiftçilerimizin eğitimi konusunda uygulamalı olarak çalışmalar yaptıklarını açıklayan Dekan bu kapsamda devletin, üniversitenin sunduğu imkanlar çerçevesinde fakültesinin çiftçiler için seferber olduğunu da vurguladı. 2011 yılının yaz aylarında Haymana Araştırma uygulama çiftliği, hayvansal üretim biriminde Ankara’nın civar köylerindeki çiftçilere uygulamalı eğitim verdiklerini ifade eden Çolak, Bu eğitimleri bitkisel üretim ve teknoloji alanlarında ve de tarımda makinalaşma, otomasyon, tarımda enerji kullanımı, doğal kaynak kullanımı, ekosistem farkındalığı, işletme yönetimi, Gıda güvenliği ve hijyen gibi konulara da yaygınlaştırmak istiyoruz dedi.
Tarımda girdi kullanımının akıllı yönetiminin, tarımda elde edilen karı artıracağını bunun da kırsalın refahı üzerinse olumlu etki yaratacağını ifade eden Ziraat Fakültesi Dekanı, bu çalışma anlayışına göre üretimi hedefleyen, yaratıcılığı ve becerileri yeterince kazanmış bir mühendis tasarımını hedeflediklerini belirtti. Bu amaçla Fakültenin tarla bitkileri üretimi ve ıslahı, bahçe bitkileri üretimi ve ıslahı, çiftlik idaresi, işletme planlaması, hayvansal üretim ve ıslahı, sulama,iklimlendirme, tarım yapıları, makine kullanımı, tasarımı ve planlaması konularında pratik bilgi ve beceriler kazanabilmeleri için her gün otobüslerle öğrencilerini çiftliklerine taşıdıklarını anlattı. Yaz aylarında öğrencilerin iki ayrı staj (toplam 40 işgünü) yaptıklarını anlatan Çolak, Pratikten uzak, sahadan uzak mühendis olamayacağını ziraatin hiçbir mazereti ve gecikmeyi kaldıramıyacağını vurguladı.
Üniversite – Sanayi işbirliği gibi Üniversite – Çiftçi işbirliği de gündeme getirilsin.
Ülkemizde Üniversite – Sanayi işbirliği kapsamında yapılan çalışmaların önemli bir yol katetiğini söyleyen Profesör Çolak, bu tür faaliyetlerin yayılması gerektiğini üniversitelerin öğrencilerini çalışma hayatına hazırlamak durumunda olduklarını, bu hazırlığı yaparken de sanayi kuruluşları ile işbirliği yapmalarının zorunlu olduğunun altını çizdi. Üniversite – sanayi işbirliği gibi Üniversite –çiftçi işbirliğinin de gündeme gelmesini gerektiğini açıklayan Dekan Ahmet Çolak çiftçilerimizin üniversitelerden, bilim adamlarından yeterince faydalanamadığını bunun da tarım sektörünü uzun vadede olumsuz etkilediğini vurguladı.
Çiftçimiz ticari kaygılara kurban edilmesin
Ülkemizin tarım alanında son yıllarda önemli bir ilerleme kaydettiğini söyleyen Çolak, bazı ticari kuruluşların ülkemizin yükselen değeri tarımın gerçek sahipleri çiftçilerimizi kullanmaya çalıştıklarını ve bu tür faaliyetlerin de onları bilimsel çalışmalardan uzaklaştırdığını dolayısıyla da çiftçinin tarlasından en yüksek verimi alabilmesini engellemektedirler ifadesini kullandı. Çiftçimizin ticari kuruluşlar tarafında sunulan yöntem ve maddeleri danışmanlarıyla paylaşmadan kullanmamaları gerektiğini belirten Çolak, danışmanlık şirketlerinin yaptığı uygulamaların ciddi denetim ve izlenebilirlik kuralı içinde cereyan etmesi gerektiğini belirtti. Tarımın, ekosistemin sürdürülebilirliğinin yaşamın sürdürülebilirliği ile eşit olduğunun altını çizen Çolak, Ziraat mühendislerinin mesleki kariyerlerini çağın gelişmelerine uygun olarak sürekli güncellemeleri gerektiğinin önemine değindi.
Çiftçimize bir telefon kadar yakınız
Ülkemizin her köşesindeki çiftçiye ve bu konuda kendileriyle çalışma yapmak isteyen tüm kuruluşlara kapılarının sonuna kadar açık olduğunu vurgulayan Ahmet Çolak, fakülte olarak çiftçimizin her zaman yanındayız. Biz bize ihtiyaç duyulan, bilime ihtiyaç duyulan her yere ve herkese bir telefon kadar yakınız. Yeter ki çiftçimiz bilim insanları ile işbirliği yapmak istesin her zaman onların yanındayız. Devletimizin üniversitemize sunduğu her imkanla birlikte Türk çiftçisinin Türk tarımının destekçisi olacaklarını da vurgulayan çolak tarımın ve Ziraat Mühendislerinin her geçen gün öneminin arttığına dikkat çekti.
Kaynak: http://www.hakimiyet.com/ekonomi/Son-Dakika-Haberi-h16956.html